Bahar
- İlksen Utlu
- Feb 26, 2024
- 1 min read
Bahar gelmiş,
Hoş gelmiş…
İçimde neler birikmiş?
Biraz şişmiş…
Biraz çizilmiş…
Ağaçlar tomurcuklanmış,
Bazısının zamanı gelmiş,
Patlamış,
Pembe, beyaz çiçekler açmış,
Güneşe uzanmış,
Ruhunu açmış,
Işıl ışıl parlatmış…

Bazısı da kat kat toparlanmış,
Tomur tomur şişmanlamış,
Kendini zamanın kollarına bırakmış…
Elbet gelecek onun vakti de,
Gerek yok telaşeye
Doğanın kodunda var bu gerçek işte…
Bahar değil mi ki taşır uyanışı içinde,
Doğada bin bir ayrı görünümüyle
Tomurcuğuyla, rengiyle, sesiyle, titreşimiyle…
Bense zamanını bekleyemeyen şişmiş bir tomurcuk gibi,
İçimde çokça huzursuzluk, bolca endişe…
Biliyorum ne varsa içimde,
Soruyorum kendi kendime;
Ne oldu içimde taşıdığım cennetime?
Biliyorum insanoğlu olamaz devamlı aynı histe
Ama bu dalgalanma, savrulma, kaybolma
Yoruyor ruhumu haliyle…
Her ne kadar bilsem de
Tomurcuklarım patlayacak zamanı geldiğinde,
Bırakamıyorum akışına nedense…
Ne kadar doğayı gözlemlesem de
Zaman zaman yüksek sesle
Hatırlatmam gerek kendime;
Önce açar doğada beyaz duvağıyla erik,
Sonra sarar etrafı sapsarı mimozalar,
Daha sonra başlar kirazlar, erguvanlar…

Belki de ben bir erguvanım
Kim bilir?
Zamanını beklemesi,
Akışı hatırlaması gereken…
Tomurcuklarını seven,
İçindeki hazineyi bilen,
Ona saygı gösteren…
Bahar…
Tomurcuklar,
Zamanı geldiğinde uyanan…
Biri birine uymayan…
İnsan…
Sabırsızlanan,
Zamanını unutan…
İşte hatırlamak için
Tam da zamanı bu an!
Bırakmak…
Seni tutanı,
Sıkı sıkıya tutunduğunu,
コメント